Tasarruf İlkesi Nedir
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24.maddesinde düzenlenmiştir.
Hukuk muhakemesinde tasarruf bilinen ekonomik bir anlam içermemektedir. Hakkın kullanılması ile alakalı hak sahibinin sahip olduğu üstünlüğü anlatmaktadır. Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.
Hukuk muhakemesinde taraflarca usulünce açılmış bir dava olmadan hâkimin davaya kendiliğinden bakması mümkün değildir.
Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.
Tasarruf ilkesi ile hak sahibine tanınmış üstünlük gereği kimse lehine dava açma konusunda zorlanamaz.Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder. Hak sahibi kişiler davalarını açma konusunda sahip oldukları üstünlüğe davanın devamında da sahiptirler. Davadan feragat, sulh gibi usul işlemleri ile davanın akıbetini belirleme hakkı kural olarak davanın taraflarındadır. Hâkimin veya başka bir kimsenin tarafları kendi tasarrufları dışında bir usul işlemi yapmaya zorlama hakkı yoktur.
Tasarruf İlkesi Yargıtay Kararları
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2019/2186 Esas ve 2021/1209 Karar sayılı ilamında “Bilindiği gibi 6100 sayılı Kanun’un 24. maddesinde düzenlenen tasarruf ilkesi gereği davacı davasını açarken, talep ettiği hukuki korumanın ne olduğunu açıkça ifade etmek zorundadır (HMK. m.119/1-ğ). Talep sonucu hukuki dinlenilme hakkının kullanılması, davacının hukuki yararının ve açılan davanın niteliğinin tespit edilebilmesi açısından da önemlidir. Davacı, talep konusunun sadece bir kısmı hakkında hüküm elde etmek üzere bir dava açtığında mahkeme, davacının hakkının aslında daha fazla olduğunu tespit etse bile, taleple bağlılık kuralı gereği davada talep sonucu olarak gösterilen miktarı aşacak şekilde karar veremez.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay 10.Hukuk Dairesi 2020/5743 Esas ve 2021/1187 Karar sayılı ilamında “Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312'nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 91 ila 94'üncü maddelerinde) düzenlenmiştir.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2018/7034 Esas ve 2020/7565 Karar sayılı ilamında “Tasarruf ilkesi, hâkimin kendiliğinden bir davaya bakamayacağını, ancak talep üzerine davaya bakabileceğini, tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğunu ve hâkimin tarafların talepleri ile bağlı olduğunu ifade eder. Kendiliğinden (re'sen) harekete geçme ilkesi gereğince kamu yararı düşüncesi ile hâkim bazı hallerde tarafların talebi olmadan da kendiliğinden harekete geçebilir ve gerekli inceleme ve araştırmalarda bulunabilir.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Hukuk Genel Kurulu 2020/249 Esas ve 2020/795 Karar sayılı ilamında “Tasarruf ilkesi (6100 sayılı HMK) m. 24) ve taraflarca getirilme ilkesi ile (HMK m. 25) dava açıp açmama, açılan davanın konusunu belirleme, bu davayla ilgili vakıaların ve delillerin getirilmesi taraflara bırakılmış iken davanın yürütülmesi hâkime bırakılmıştır (HMK m. 32). Davanın açılmasının bir sonucu olarak, mahkeme açılan davayı amaca ve kanuna uygun şekilde inceleyerek ve makul süre içinde kararını vererek sonuçlandırmalıdır.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Hukuk Genel Kurulu 2020/242 Esas ve 2020/712 Karar sayılı ilamında “HMK'nın 24. maddesinde düzenlenen "tasarruf ilkesi" kapsamında; dava açma konusundaki inisiyatif davacıya ait olduğu gibi taraflar dava üzerinde tümüyle tasarruf edebilme, dava konusunu (müddeabihi) belirleme, dilekçeler vermek suretiyle davaya etki etme ve mahkemenin karar vermesine gerek kalmadan davayı sona erdiren işlemleri yapabilme yetkisine sahiptirler. Tasarruf ilkesi nedeniyle hiç kimse, kanunda açıkça belirtilmedikçe, kendi lehine olan bir davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz (HMK m. 24/2).Tasarruf ilkesi gereğince davacının davasını açarken talep ettiği hukuki korumanın ne olduğunu açıkça ifade etmesi gerektiği gibi HMK'nın "dava dilekçesinin içeriği" ile ilgili düzenleme içeren 119/1-d maddesi uyarınca da "Dava konusunun dava dilekçesinde gösterilmesi gerekmektedir. Aynı maddenin (e) bendinde "Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri", (g) bendinde "Dayanılan hukuki sebepler" ve (ğ) bendinde ise "Açık bir şekilde talep sonucu" dava dilekçesinde yer alması gereken diğer unsurlar arasında sayılmıştır.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Bayar Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Hüseyin BAYAR, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24.maddesinde düzenlenmiş yargılamaya hâkim olan ilkelerden tasarruf ilkesi hakkında Yargıtay Genel Kurulu ve Yargıtay Hukuk Dairelerinin emsal kararları ile birlikte kaleme almıştır.