Taraflarca Getirilme İlkesi Nedir
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25.maddesinde düzenlenmiştir. Hukuk muhakemesi hukukuna hâkim ilkelerdendir. Yargılamada taraflarca ileri sürülen vakıalar dikkate alınabilir. Hâkim, tarafların bildirdiği vakıa ve taleplerle bağlıdır.Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
Hâkim olayın aydınlatılması için taraflardan delil ikamesini isteyebilir ancak belli bir delili hatırlatamaz. Aydınlatma yükümlülüğü ile hâkim maddi gerçeğe ulaşabilmek için soyut vakıaların netleştirilmesini talep edebilir.
Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. Hâkimin davayı aydınlatma ödevi söz konusu ise hâkim, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için bütün delilleri kendiliğinden başvurur. Taraflarca getirilme ilkesi ise hâkimin kendiliğinden delillere başvurmasına izin vermez.
Taraflarca Getirilme İlkesi Yargıtay Kararı
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2021/99 Esas ve 2021/701 Karar sayılı ilamında “Bilindiği üzere kesin delil ve kuvvetli delil ancak hukuki nedeni, sonucu ve konusu aynı olan davalar arasında söz konusu olabilir. Ayrıca taraflarca getirilme ilkesi gereğince kamu düzenine ilişkin olmayan ve re’sen mahkemece göz önünde bulundurulamayacak hususlarda delil değerlendirilmesi yapılması mümkün değildir.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2019/4963 Esas ve 2021/578 Karar sayılı ilamında “Diğer yandan, bilindiği üzere bu tür davalarda, taraflarca getirilme ilkesi geçerlidir. Taraflar, mahalli bilirkişi deliline dayanmamışlardır. Mahkemece; tanık olarak gösterilmeyen ancak resen mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilen kişilerin beyanlarına dayanılarak hüküm tesisi de isabetsizdir.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2020/3750 Esas ve 2021/887 Karar sayılı ilamında “Dava dilekçesinde, hafta tatili günü ya da Pazar günü çalışıldığından söz edilmemiş, Cumartesi günü de çalışıldığından bahisle davaya konu işçilik alacakları talep edilmiş, aynı dilekçede hafta tatili ücretinin tahsili talebinde bulunulmuş, Mahkemece hafta tatili ücreti talebinin kabulüne karar verilmiş, davalıların istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hafta tatili ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Taraflarca Getirilme İlkesi” başlıklı 25. Maddesinde, hâkimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı kurala bağlamıştır. Dava dilekçesinde açıkça Cumartesi günü çalışmalarından söz edilerek haftada 6 gün çalışıldığı açıklanmış, hafta tatili gününde çalışıldığı ya da haftanın 7 günü çalışma olduğu belirtilmemiştir. Böyle olunca hafta tatili ücreti isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2016/15491 Esas ve 2021/171 Karar sayılı ilamında “Bilindiği üzere, "Taraflarca Getirilme İlkesi" başlığı altında düzenlenen 6100 sayılı HMK'nın 25. maddesi uyarınca re'sen araştırma ilkesinin geçerli olmadığı davalarda dava malzemelerinin toplanması ve mahkemeye sunulması taraflara aittir. Hâkim kendiliğinden taraflarca ileri sürülmemiş vakıaları araştıramaz, hükmüne esas alamaz. Mahkeme, sadece tarafların getirdiği ya da masrafını verip getirilmesini istediği delillere dayalı olarak hükmünü kurabilir. Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." ve 6100 sayılı HMK’nin 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemelerine yer verilmiştir. Eldeki dava, taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükü de davacı tarafa aittir… Hal böyle olunca, iddiaların kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2018/1519 Esas ve 2020/8070 Karar sayılı ilamında “…yazılı yargılama usulünde taraflarca getirilme ilkesi gereğince ve HMK m.25 (eski HUMK m.75)’e göre; kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağının ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamayacağının düzenlenmiş olmasına…”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Hukuk Genel Kurulu 2016/1420 Esas ve 2020/990 Karar sayılı ilamında “Dava malzemesinin taraflarca getirilme ilkesi, dava malzemelerinin mahkemeye kimin tarafından getirileceğiyle ilgili bir ilkedir. Buna göre, hâkim kendiliğinden, taraflarca ileri sürülmemiş vakıaları araştıramaz, hükmüne esas alamaz. Mahkeme sadece tarafların getirdiği vakıalara göre talep sonucunu inceleyip karar verir.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Hukuk Genel Kurulu 2020/242 Esas ve 2020/712 Karar sayılı ilamında “Taraflarca getirilme ilkesinin bir sonucu olarak davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları dava dilekçesinde bildirmesi gerekir. Kanun (m. 194) buna (vakıaları) somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Bu şekilde somutlaştırma yükü (HMK m. 194) yerine getirileceği gibi davalı da bu vakıalara göre savunmasını yapacaktır. Dayanılan vakıalara uygulanacak hukuki sebepler de dava dilekçesinin zorunlu olmayan unsurları arasında sayılmıştır. Türk hukukunu resen uygulamakla görevli olan hâkim (HMK m. 33) için gösterilen hukuki sebepler bağlayıcı değildir. Buna karşılık, hâkim, davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalarla bağlı olup, davacının bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hâllerde dâhi bulunamaz (HMK m. 25). Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalar davanın temelidir. Çünkü sadece bu vakıalar davanın sınırını çizmekte, hâkim ancak bu vakıalar hakkında inceleme yapabilmektedir. Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıaların doğru olduğu, yargılama sırasında ispat edilirse ve bu vakıalar, davacıyı talep sonucunda haklı gösteriyorsa, mahkeme davacının davasını kabul ederek, davayı davacı lehine karara bağlar.”şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Bayar Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Hüseyin BAYAR, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25.maddesinde düzenlenmiş yargılamaya hâkim olan ilkelerden taraflarca getirilme ilkesi hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Hukuk Dairelerinin emsal kararları ile birlikte kaleme almıştır.