Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi
Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi Yargıtay Kararı
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2020/1075 Esas ve 2020/4067 Karar sayılı ilamında “6100 sayılı HMK'nın "Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi" başlıklı 31/1. maddesi "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 297/2. maddesinde ise; "hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." denilmektedir. Davacılar dava dilekçesi ile meydana gelen trafik kazasında bir kısım yakınlarının öldüğünü ve yaralandığını, keza kendilerinin de aynı trafik kazasında yaralandığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş olmakla birlikte söz konusu yaralanmalar ve ölümler nedeniyle hangi davacının ne miktarda tazminat talep ettiği hususu açık değildir. Şu durumda, davacıların kendi ve yakınlarının yaralanmaları, ayrıca yakınlarının vefatı nedeniyle talep ettikleri manevi tazminat miktarları mahkemece ayrı ayrı açıklattırılarak, bu açıklamaya göre hükmedilecek manevi tazminat miktarlarının tayin ve tespit edilmesi gerekirken, söz konusu talepler açıklattırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Kararın açıklanan nedenle davacılar yararına bozulması gerekir.” şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/853 Esas ve 2020/907 Karar sayılı ilamında “Buna karşılık, dava dilekçesinde asgari bir tutar gösterilmiş olup bunun, alacağın belirli bir kesimi olduğu anlaşılmakla birlikte, açılan davanın belirsiz alacak davası mı; yoksa kısmi dava mı olduğu hususunda açıklık bulunmuyorsa hâkim, taleple bağlı olduğu için (HMK m. 26) öncelikle, HMK'nın 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, davacı tarafa bir haftalık kesin bir süre vermeli ve onun beyanı doğrultusunda açılmış olan davanın belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemelidir. Bu da esasen hâkimin davayı aydınlatma ödevi kapsamındadır. Davacı verilen bir haftalık kesin süre içinde davanın belirsiz alacak davası olduğunu beyan etmiş ve belirsiz alacak davası açılabilmesi için gerekli koşullar mevcut ise, dava belirsiz alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılmalıdır. Belirsiz alacak davası açılabilmesi için gerekli şartlar bulunmakla birlikte davacı açmış olduğu davanın kısmi dava olduğunu belirtmiş ise, bu hâlde mahkeme davayı, kısmi dava olarak kabul edip yargılamayı sürdürmelidir. Üçüncü bir ihtimal olarak davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu mahkemeye bildirmiş olmakla birlikte belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan dava, doğrudan bir ara kararıyla bir kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanmalıdır.” Şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/1422 Esas ve 2020/847 Karar sayılı ilamında “Taleple bağlılık ilkesi uyarınca, dava konusunu (müddeabihi) davacı belirler. Mahkeme ancak davacı tarafından belirlenen konuda karar verebilir. Davacının talep etmediği bir şey hakkında karar verilemez. Mahkemece talepten daha azına karar verilebilir ise de dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucu belirler. Bu nedenle talep sonucu yeterince açık değilse hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK m. 31) kapsamında açık olmayan talep sonucunu açıklatması gerekir.” Şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/1938 Esas ve 2020/3267 Karar sayılı ilamında “Hemen belirtilmelidir ki mahkemeler, davanın taraflarınca yapılan hukuki nitelendirme ile bağlı olmayıp davanın hukuki tavsifini bizzat yapar. Bir davanın TBK’nın 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuki nedenine dayalı bir dava mı yoksa İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası mı olduğu taleple bağlılık kuralı çerçevesinde mahkemelerce takdir edilecektir. Bu bağlamda, talep sonucu açık veya belirli değilse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevinin bulunduğunu hatırlatmakta fayda vardır.” Şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Bayar Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Hüseyin BAYAR, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31.maddesinde düzenlenmiş yargılamaya hâkim olan ilkelerden hakimin davayı aydınlatma ödevi hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Hukuk Dairelerinin emsal kararları ile birlikte kaleme almıştır.