Güncellenme Tarihi: 10 Kasım 2024

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 249. maddesinde, tüzel kişilerin ceza soruşturma ve kovuşturmalarda nasıl temsil edileceği açıkça düzenlenmiştir. Tüzel kişilerin faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda, tüzel kişinin organı veya yetkilendirilmiş temsilcisi duruşmada katılan veya savunma makamı yanında yer alabilir. Bu durumda, tüzel kişinin organı veya temsilcisi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun sanıklara veya katılanlara tanıdığı haklardan faydalanabilir.

Duruşmalara katılım gösteren tüzel kişi temsilcisi, sanık haklarından yararlanma hakkına sahiptir. Savunma haklarının sağlanabilmesi amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu, sanıklara tanınan hakları tüzel kişi temsilcilerine de tanımaktadır. Bu haklar şunlardır:

• İsnat edilen suç hakkında bilgilendirilme hakkı,
• Susma hakkı,
• Müdafii seçme hakkı,
• Yakınlarına haber verme hakkı,
• Lehine olan delillerin toplanmasını isteme hakkı,
• Kovuşturma dosyasını inceleme hakkı,
• Müdafii ile görüşme hakkı,
• Duruşmalara aleni katılma hakkı.

Bir tüzel kişi adına yürütülen faaliyetin suç teşkil etmesi durumunda, tüzel kişinin organı veya temsilcisi olarak sanık sıfatıyla davaya katılım sağlanması mümkün değildir. Bu durumda, tüzel kişiyi temsilen sanığın yasal hakları sınırlanmakta olup, savunma makamında değil, doğrudan sanık sıfatıyla yargılanır.

Bayar Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Hüseyin BAYAR, tüzel kişilerin ceza muhakemesi süreçlerinde sahip olduğu temsil ve haklarına dair Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 249. maddesi çerçevesinde önemli açıklamalarda bulunmaktadır. Tüzel kişilerin hukuk sistemindeki konumunu koruma adına Bayar Hukuk, hukuki süreçte tüm yasal hakların en etkili şekilde kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır.

Yasal Uyarı: Bu makale Av. Hüseyin Bayar tarafından yazılmış ve Bayar Hukuk Bürosu’na aittir. İzinsiz kullanılması veya kopyalanması yasaktır.