5411 sayılı Bankacılık Kanunu, Türkiye’de bankacılık sektörünü düzenlemek, güvenli ve şeffaf bir finansal sistem oluşturmak amacıyla çıkarılmıştır. Bu kanun, bankaların faaliyetlerini düzenlerken, aynı zamanda bankacılık sektöründe işlenen suçların da cezai yaptırımlarını belirler. Bankacılık suçları, mali sistemin bütünlüğünü korumak adına ağır yaptırımlarla karşılaşır.
5411 sayılı Kanun’da yer alan temel bankacılık suçları şunlardır:
Yetkisiz bankacılık faaliyetleri, bankacılık izni olmadan finansal faaliyet yürüten kişi veya kuruluşların işlediği suçları kapsar.
Bankacılık işlemleri sırasında düzenlenen belgelerde sahtecilik yapılması, bankacılık sektörüne güveni sarsan ağır bir suçtur.
Banka sırlarının üçüncü kişilerle paylaşılması veya gizli bilgilerin yetkisiz kişilere sızdırılması, bankacılık sisteminin güvenliğini tehlikeye atan bir suçtur.
Bu suç, bankanın veya başka bir şirketin iç bilgilerine dayanarak ticari faaliyetlerde bulunmayı kapsar.
5411 sayılı Kanun, bankacılık suçlarına yönelik ağır cezai yaptırımlar öngörmektedir:
Bankacılık Kanunu kapsamında işlenen suçlar, kamu düzenini tehdit eden nitelikte olduğu için şikayete tabi değildir. Yetkili makamlar re’sen soruşturma başlatabilir.
Bankacılık suçları için zaman aşımı süresi genel olarak 8 yıldır. Ancak, bazı suçlar (örneğin içerden öğrenenlerin ticareti) için zaman aşımı süresi daha uzun olabilir.
Bazı hafif bankacılık suçları için hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulanabilir. Ancak, içerden öğrenenlerin ticareti veya sahtecilik gibi daha ciddi suçlarda HAGB genellikle uygulanmaz.
Bankacılık suçlarını birden fazla kez işleyen kişiler için mükerrerlik hükümleri uygulanır. Bu durumda, ceza ağırlaştırılır ve infaz koşulları daha sert hale getirilir.
Bankacılık suçları için verilen cezalar, Ceza İnfaz Kanunu’na göre infaz edilir. Suçun niteliğine göre failin koşullu salıverilme veya denetimli serbestlik hakları sınırlanabilir.
Bankacılık suçları, uluslararası finans sistemini de etkileyen suçlar arasında yer alır. Türkiye, OECD ve FATF gibi uluslararası kuruluşlarla iş birliği yaparak bankacılık suçlarının önlenmesi ve cezalandırılmasında küresel normlara uygun hareket eder.
Bankacılık suçlarına karışan bireyler ve kurumlar, yalnızca hapis cezalarıyla değil, aynı zamanda finansal ve mesleki yaptırımlarla da karşı karşıya kalabilirler. Faillerin mal varlıklarına el konulabilir, ticari faaliyetleri durdurulabilir ve mesleki yasaklarla karşılaşabilirler.
2020 yılında Ankara’da bir bankanın üst düzey yöneticisi, içeriden öğrendiği bilgilerle borsada manipülasyon yaptığı gerekçesiyle 4 yıl hapis ve 250.000 TL para cezasına çarptırıldı. Bu dava, bankacılık suçlarının ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne sermektedir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu, bankacılık sisteminde işlenen suçları ağır şekilde cezalandırmayı hedefler. Yetkisiz bankacılık faaliyetleri, sahtecilik, insider trading gibi suçlar, bankacılık sistemine zarar vermemek adına sıkı düzenlemelere tabidir. Bu suçlar, kamu düzenini tehdit eden nitelikte olduğu için re’sen soruşturulur ve ağır cezai yaptırımlar öngörülür.